okumali

Üye Girişi

Site İçi Arama

Ziyaretçi İstatistikleri

mod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_counter
mod_vvisit_counterBugün91
mod_vvisit_counterDün415
mod_vvisit_counterBu hafta2477
mod_vvisit_counterBu ay1448
mod_vvisit_counterHepsi1855946

Kimler Sitede

Şu anda 8 ziyaretçi çevrimiçi

Öteki Dilde Var Olmak (Arapça Çeviride Eşdeğerlik)

Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Mehmet Hakkı Suçin’in Öteki Dilde Var Olmak (Arapça Çeviride Eşdeğerlik) adlı çalışması gözden geçirilerek ve genişletilerek (Say Yayınları, İstanbul 2013, 271 sayfa) çıktı.Eserin daha önceki baskısı Multilingual Yayınları tarafından (İstanbul 2007, 222 s.) olarak yapılmıştı.Öteki Dilde Var Olmak (Arapça Çeviride Eşdeğerlik) Arapça-Türkçe karşılıklı çeviriyi çeviribilim açısından değerlendiren alanında Türkiye’de yayımlanan ilk akademik eser olarak bilinmektedir.Kitapta hem kuramsal hem de uygulamalı çeviribilim konuları iç içe işlenmiştir. Sözcük, eşdizim, deyimler ve atasözleri çevirilerinde karşılaşılan sorunlar ve bu sorunları aşmak için izlenebilecek çeviri stratejileri çeşitli düzeylerde analiz edilmiştir. Genel anlamda çeviribilim ve özelde Arapça-Türkçe karşılıklı çeviriyle ilgilenen herkes için vazgeçilmez bir başvuru kaynağıdır.

 

Direniş Hattı Masalı

İran,Suriye,Lübnan hattının küresel emperyalizm karşısındaki tek direniş hattı olduğu ve bu nedenle Suriye’nin düşürülerek Hizbullah’ın lojistik  hattının kesilmek istendiği ve İran’a müdahalenin önünün açılacağı;lojistik hattı kesilen Hizbullah’ın İsrail için bir tehlike olmaktan çıkacağı ve dolayısıyla uzun vadede Lübnan’ın İsrail tarafından işgal edilmesinin önünün açılacağına dair iddiaların temelsizliği her geçen gün daha da aşikar oluyor.Bu iddiaları dillendirenler, bizlerden Suriye’deki kıyıma sessiz kalmamızı bekliyorlar.Yani Suriye’de direnişi desteklemek bir bakıma emperyalizmin tarafında ve direniş hattının düşmanı olmak gibi algılanıyor.Türkiye’de ki İslamcı entelektüel havzanın bundan dolayı bölündüğü ve Türkiyeli Müslümanların Suriye hassasiyetinin bu iddialar sebebiyle örselendiği ise artık gizlenemez bir hakikat.Ancak buna itirazımız var.

 

Mısır'dan Sonra Sıra Türkiye'de (mi) ?

Mısırda Müslüman Kardeşler Hareketi’nin adayı olarak bir yıl önce cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi’nin askeri cunta tarafından görevinden alınması Türkiye de ki ulusalcı/laik/Kemalist vb. çevrelerde bir heyecan oluşturmuşa benziyor.Adı geçen çevreler Mursi’nin en yakın dostu ve destekçisi olan Tayyip Erdoğan’ın da aynı akıbete maruz kalması için ellerinden gelen her türlü manipülasyonu ve dezenformasyonu yapmaya teşne bir görüntü arz ediyorlar.

 

Hamaney'e ve Nasrallah'a Açık Mektup-II

 Devrim öncesi İran, ABD’nin bu coğrafyadaki ileri karakolu durumunda ve Şah Rıza Pehlevi de Türkiye de Mustafa Kemal’in misyonuna benzer bir misyonla İran’ı modernleştirme çabası içerisindeydi. Musaddık’ın İran’ın petrollerinin millileştirilmesi çabasını onaylamayan ABD, bir CIA operasyonuyla gerçekleştirdiği darbe neticesinde Musaddık’ı devirmiş ve Şah Rıza Pehlevi’ye iktidar yolunu açmıştı.Ayetullah Şeriatmedari’nin mukallidi olan Şah Rıza, elindeki iktidar gücüyle bir yandan İran’ı modernleştirmeye ve küresel sisteme entegre etmeye çalışırken ,bir yandan da uzun yıllar boyunca devletten bağımsız hareket edebilmiş olan Kum ulemasını yanında tutmaya ve yaptıklarının meşrulaştırılması için Kum’u araçsallaştırmaya çabalıyordu. 

Kum ilim havzasından Humeyni , daha kırklı yaşlarında Şah Rıza’nın yaptıklarına karşı durmuş,devrik lider Musaddık çizgisinde bir politika izleyerek Şah rejiminin meşruiyetini tartışmaya açmıştı.Bu çabaları hemen tepki çekmiş ve Humeyni önce Türkiye’ye ardından  Irak’a ve sonrasında Fransa’ya sürgüne gönderilmişti.

 

Oldukça İşlevsel ''SUUD'' Kartı

Suud'un Mısır'da gerçekleşen darbeye destek vermesi dikkatlerimizi bir kez daha bu ülkenin asıl misyonunun ne olduğu hususuna yoğunlaştırmamızı gerektiriyor.20.yüzyılın başlarından itibaren dönemin emperyal gücü İngilizlerle işbirliği yaparak devlet olma sürecini tamamlayan Suud, Dünya sistemi tarafından tanınmasını yeni dünya düzeninin temsilcisi sayılan ABD emperyalizmine borçludur.Suud’un bir devlet olarak teşekkül et(tiril)mesi 1.dünya savaşında Osmanlı’nın,bir çok cephede savaşmasından dolayı, zayıflamasının bir sonucuydu.

 

Suriye Nereye Gidiyor?

Suriye de yaşananlar gittikçe daha trajik bir hal almaya devam ediyor.Aradan neredeyse üç yıl geçmesine,binlerce ölü ve yaralı ile milyonlara varan mülteciler olmasına ,BM’nin ifadesiyle Ruanda’dan beri en trajik tablo yaşanmasına rağmen ABD ve Rusya’nın öncülüğünde gerçekleşen ve AB’nin de katıldığı Cenevre görüşmelerinde,adeta dünyayla ve insanlıkla alay edilircesine,Eset’li bir çözüm görüşülebiliyor.Kusayr’da Hizbullah’ın desteğiyle muhalifleri mağlup eden Eset rejimi,özellikle Rusya ve İran’ın desteğini arkasına alarak, Cenevre görüşmelerini kendi lehine çevirmenin arayışı içerisinde. Türkiye’nin bu sürece dahil olmayışı yukarıda adı geçen ülkelerce ciddi bir restleşme olarak algılandı. Türkiye en uzun sınır komşusunu yeniden Eset’in merhametine terk etmek istemiyor ve bundan dolayı da şimdiye kadar yürüttüğü dış politikasında bu tutumunu değiştirmedi.

 

Hamaney'e ve Nasrallah'a Açık Mektup-III

Muhterem Önderler; 

Suriye’nin İslami direniş hattını temsil ettiği ve bu nedenle küresel emperyalistler tarafından bertaraf edilmeye çalışıldığı argümanına sığınarak kendinizi direnişçi ve ümmetin maslahatını gözetenler olarak göstermeye çabalıyorsunuz.Sizlerin bu argümanına göre Suriye, İsrail karşıtı cephenin en önemli ayağı ve özellikle İsrail’in güvenliğinin sağlanması için bu cephenin ortadan kaldırılması gerekiyor.Ve yine sizlerin iddia ettiğine göre küresel emperyalizm Suriye’yi bertaraf etmeyi yıllar öncesinden planlamıştı ve şimdi o planını icra ediyor.

 

Hamaney'e ve Nasrallah'a Açık Mektup-I

Siz  ey imana ermiş olanlar! Derin bir duyarlıkla Allaha karşı sorumluluğumuzun hakkıyla bilincinde olun ve ona kendinizi yürekten teslim etmeden önce ölümün sizi alt etmesine izin vermeyin.Hep birlikte Allahın ipine sımsıkı tutunun ve birbirinizden kopmayın.Ve Allahın size verdiği nimetleri hatırlayın:siz birbirinize düşman iken kalplerinizi nasıl uzlaştırdı da O’nun lütfu ile kardeş oldunuz;ve ateşli bir uçurumun kenarında (iken) sizi ondan nasıl korudu.Bu şekilde Allah mesajlarını size açıklar ki hidayet bulasınız.(Al-i İmran 102-103)

Müslüman müslümanın kardeşidir.Ona zulmetmez.Onu düşmanına teslim etmez.(Hadis-i Şerif)