okumali

Site İçi Arama

Ziyaretçi İstatistikleri

mod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_counter
mod_vvisit_counterBugün763
mod_vvisit_counterDün527
mod_vvisit_counterBu hafta1936
mod_vvisit_counterBu ay12167
mod_vvisit_counterHepsi1839176

Tarihin Küresel Tarihi

Gebze İnsan ve Medeniyet Hareketi’nde her ay geleneksel olarak düzenlenen Kitap Tahlili etkinliğinin Şubat ayı programında Daniel Woolf’un Tarihin Küresel Tarihi adlı eseri tartışıldı. Eğitimci-Yazar Kamil Ergenç hocanın moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinliğe eğitimciler ve entelektüel çalışmalara ilgi duyan Gebzeliler katıldı. Antik çağlardan günümüze tarihyazımının özetlendiği kitapta Avrupa, Çin ve İslam tarihleri ile Amerika, Rus, Japonya ve Hindistan tarihyazımı karşılaştırmaları yapılıyor ve tarihyazımları arasındaki etkileşimler, farklılıklar ve benzerliklere vurgu yapılarak Avrupamerkezci egemen tarihyazımı sorgulanıyor.

NESNEL BİR TARİH ANLATISI MÜMKÜN DEĞİL

 

Eğitimci-Yazar Kamil Ergenç’in yönettiği kitap kritiğinde katılımcılar; “Tarih nedir? Tarih anlatısının farklılıkları için ne söylenebilir? Nesnel bir tarih anlatısı mümkün mü? Tarihin döngüselliği ve doğrusallığı hakkında ne söylenebilir? Tarih yazımında sarsıcı gelişmeler ve dinlerin tarihe ilişkin beyanları ile İslami tarih perspektifi nasıl olmalı?” sorularına cevap aradı. Tarihin nesnel bir anlatısının mümkün olmadığını veya imkansıza yakın zor olduğunu ifade eden katılımcılar, dünya tarihi boyunca tarihçilerin egemen güç sahiplerinin etkisi ve baskısı altında bulunduğunu, üstün ve değerli cet arayışı, ırkçı, etnik, kültürel, dinsel nedenlerle nesnel bir tarih anlatısının gelişemediğini belirterek, hepsinden önemli olarak da, tarih yazanın doğru ve kuşatıcı bilgiye ulaşmasının zorluğunun nesnel bir tarih anlatısının önündeki en büyük engel olduğunu kaydetti.

 

TARİH YAZIMINDA AVRUPATEKBİNCİLİĞİ

 

Dünya tarihçiliğini kapsamlı bir şekilde ele alan eserin sahibi Daniel Woolf, Avro-Amerikan tarih yazımının antikiteden itibaren tarih yazımında oldukça ileri bir noktada olan Çin tarih yazımı ile diğer medeniyetlerin tarih yazımını yok saydığını belirterek, Batı Avrupa tarihsiciliğinin küresel bir hegemonya kurarak farklı tarih algılarını dışarıda bıraktığını vurguluyor. Avrupalıların dünya tarihi imgesinin Çin ve Müslüman tarih yazımını görünce kendi tarih yazımını gözden geçirmek zorunda kaldığını belirten Daniel Woolf, “Dünyada hiçbir uygarlık Çin kadar geçmişin kaydedilmesini ve anlaşılmasına Çin kadar önem vermemiştir. Çin’de tarih eğitimine Almanya ve İngiltere’den 1000 yıl önce ulaşıldığı görülüyor. 7. Yüzyılda başlayan İslam tarihyazımı, 9. Yüzyıla geldiğinde Bağdat tarihçileri bir haftada Alman-Fransız tarihçilerinin bir yılda ürettiğinden fazla anlatı oluşturdular” diyerek tarih yazımında trajik bir Avrupatekbenciliğinin yaşandığını ifade ediyor.

 

KUR’AN TARİHE ÖZEL BİR ÖNEM VERİR

 

Kitap tahlilinde İslam’ın tarih perspektifi üzerinde de duran katılımcılar, Kur’an’ı Kerim’in geçmiş uygarlıkların tarihine, yükseliş ve yıkılış nedenlerine dikkat çeken mesajlarla dolu olduğunu kaydettiler. Kur’an’ın insanlık tarihine damga vurmuş uygarlıkları ve tarihsel olayları entelektüel ve bilimsel bir merakı gidermek için değil, ana gayesi olan “Hidayet”e, yani doğru yola yöneltmek için gündemleştirdiğini vurgulayan katılımcılar, Kur’an’ın Müslümanlardan hayata, toplumlara, olaylara, savaşlara ve mücadelelere tarihsel derinlikle ve evrensel bir ufukla yaklaşmasını istediğini belirttiler.

 

Gürsel ŞANLI


AddThis