okumali

Site İçi Arama

Ziyaretçi İstatistikleri

mod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_counter
mod_vvisit_counterBugün341
mod_vvisit_counterDün867
mod_vvisit_counterBu hafta2381
mod_vvisit_counterBu ay12612
mod_vvisit_counterHepsi1839621

İslami Hareketin Entelektüel Kökenleri-2

Dikkat edilirse tartışmaların odağında sürekli olarak düşüş,gerileme  ve mağlubiyet gibi daha çok zafiyet ve edilgenlik ifade eden kavramlar bulunmaktadır.Dolayısıyla kalkış noktası itibariyle batı medeniyetinin argümanları olan ilerleme,modernite,rasyonalite gibi kavramların ‘’özne’’ liği kabul edildiğinden önerilen çözüm yolları da bir tür edilgenlik barındırmaktadır.Bu edilgen bakışın netameli oluşu hakkında bugün bizlerin elinde çok fazla veri var.Ancak unutmamak gerekir ki bu kanaatlerin dillendirildiği yıllarda modernite ve rasyonalist bakışın zaafiyetleri toplumsal alanda henüz tebarüz etmemişti.

Dolayısıyla bugünden bakarak o dönemleri değerlendirirken bu farkı da ifade etmek gerek diye düşünüyoruz.Ancak bu tartışmada Cabiri’yi farklı değerlendirmek gerektiğini ifade etmeliyiz.Zira o meselenin bize bakan yönünü yani vahyi anlama ve pratize etmede yaşadığımız zihni kırılmaya ve donuklaşmaya işaret etmektedir.

 

HASAN EL BENNA VE İHVANIN KURULUŞU

 

Yazarın ifadesiyle ihvanın kuruluşu ve bugüne gelişinde dört isim önemlidir. Bunlar; Hasan el Benna, Abdulkadir Udeh,Seyyit Kutup ve Muhammet Gazali dir.Kuruluş döneminde ihvan Hasan el Benna ile anılır durumdadır.Hayatını Mısır toplumunun  sömürgecilikten kaynaklanan düşüşünü İslam  nokta-i nazarından yeniden canlandırmaya adayan Hasan el- Benna, maruz kalınan problemlerin baş sorumlusu olarak her zaman batıyı görmüştür.Fethi Yeken’in ifadesiyle Hasan el-Benna hem İngiliz emperyalizmi hem de laik ve rasyonel bakış açısıyla zayıf düşürülmüş feodal Mısır toplumunda doğmuştu.Aldığı sufi eğitim-ki kendisi Hasafi tarikat ekolüne mensuptu-onun gerek duygusal olgunluğu ve gerekse zihinsel yapısı üzerinde ciddi etkiler bırakmıştı.Ele aldığı sorunlar ise ;İslami düşüş ve Rönesans/batılılaşma ve sömürgecilik/sosyal ,ekonomik ve politik şartlar/bir hayat ve düşünce sistemi olarak islam/ulemanın fonksiyonu gibi Arap entelektüel tarihinin omurgasını teşkil eden konulardı. 

1930 lar da İslami söylem Mısır da dört eğilimi kapsıyordu.1-Ulema söylemi 2-Modernist söylem 3-Sekülerleşmiş Müslüman söylemi ve 4-Müslüman Kardeşler söylemi. Bu akımların ilk üçünde-burada ulema söylemiyle Ezher’in devlete bağımlı olmasından ve dini yalnızca ritüele indirgemesinden kaynaklanan siniklik ifade edilmektedir- bir tür nesneleşme söz konusu iken, Müslüman kardeşlerin tutumu İslam’ın bir sistem olarak yeniden hayat sahnesine çıkmasını içermektedir.Ulemanın bu süreçte etliye sütlüye karışmayan tavrı Hasan el Benna yı en fazla üzen husus olmuştur.Bu çerçevede Ezher şeyhi Decavi’ye Mısır toplumundaki bozulmadan şikayet ettiğinde aldığı ,beladan uzak durması ve kendini koruması tavsiyesine çok içerler ve şeyhe oldukça ağır bir cevap yazar.Hasan el-Benna’nın şerrin kaynağı olarak belirlediği: sömürgecilik;siyasi,şahsi ve mezhebi farklılık ve bölünmeler;çıkarcılık;yabancı ortaklıklar;batıyı taklit;laik kanunlar;ateizm ve entelektüel kaos;aşırı arzular ve iffetsizlik ile söylem ve tahlillerdeki bilimsel metot eksikliği, bugün dahi İslam ümmetinin ortak problemleri olarak karşımızda durmaktadır.

Hasan el-Benna’nın çağrısını yaptığı dönem her anlamda bir bozulmanın yaşandığı ve bir kurtuluş ideolojisinin beklendiği bir dönem olma özelliği taşır. Dolayısıyla değerlerine sıkı sıkıya bağlı ve nefsinin arzularına  ve güç odaklarının ayartmalarına karşın oldukça vakur bir duruş sergileyen Benna’nın çağrısı zaten bir beklenti içinde olan kitleleri harekete geçirmekte etkili olmuştur.Tam bu noktada yazarımız ,Benna’nın liderlik yönüyle ilgili olarak Eric Hoffer’in kitle hareketlerinin yükselişi kavramından hareketle ihvan hareketinin kısa sürede elde ettiği başarıların Hasan el-Benna’nın liderlik yönünden ziyade kaos içerisinde yaşayan ve adeta bir kurtarıcı bekleyen Mısır toplumunun içinde yaşadığı durumdan kaynaklandığını ileri sürer.Eric Hoffer, liderin bir hareketin yükselmesine imkan verecek şartları oluşturamayacağının altını çizer ve mevcut durumdan şiddetli bir memnuniyetsizlik olmadan güçlü ve kabiliyetli bir liderliğin taraftarsız kalacağını ifade eder.Bir tür determinizm/zorunluluk barındıran bu yaklaşımın ekonomik ve sosyal buhranlar için geçerli olacağını varsaysak bile itikadi ve ideolojik argümanlarla ortaya çıkan hareketler için geçerli olduğunu söylemek zordur.

Mısır’ın bütününde ideolojisini yayma çabasında olan İhvanın laikleşmiş yerli sınıflar ve müesses ulema sınıfını, yazarın ifadesiyle, asimile ve Gramsci’nin ifadesiyle feth edemeyişi ihvan hareketinin  tüm Mısırı kapsayacak bir sistem kurmasını zorlaştırmıştır.Bu yönünden dolayı yazar ihvanın ideolojisini ütopik bulur.Ütopya düşüncesini ise Karl Mannheim’in ideoloji ve ütopya adlı eserinden mülhem,‘’realitenin meydana geldiği durumla bağdaşmayan zihin hali’’ olarak tarif eder.Dolayısıyla yazara göre İhvan hareketi emperyalizm,laiklik ve milliyetçilikten gelen saldırılara karşı duracak bir İslam devleti fikrine sahip olmakla, bu ütopik bakış açısını sergilemektedir.

 

SEYYİD KUTUB

 

Seyyid Kutup İhvan hareketinin Benna’dan sonra entelektüel zeminini billurlaştıran ve yerli yerine oturtan önemli bir simadır.Kutup’un entelektüel dünyası iki bölüme ayrılır;Birincisi İhvan öncesi dönem ,ki bu dönem Seyyid Kutup’un İslam’ı ve Arap dilini Mısır zihnine uzak gördüğü dönemdir .İkinci dönem ise İhvana katılması ve sonrasını ifade eder.Seyyid Kutup 1938 de yayınladığı iki makalede İslam ve gelenek karşıtlığı üzerinde durarak Mısırcılık  akımının etkisi altında kaldığını faş eder.Kutup bu dönemde, dilin canlı bir organizma olarak sürekli kendini yenileyen yönüne vurgu yaparak, Arap dilinin bugünü anlamlandırmada sıkıntılar çektiğine işaret eder ve  modernistler tarafındaki yerini alır.Bir Arap yada müslüman olmaktan çok bir Mısırlı gibi konuşan Kutup’a göre, Arap dili tarihi gerçeklere olduğu kadar Mısır milletinin eşsiz tabiatı ile sosyal ve tarihi ihtiyaçlarına da tabi olmalıdır.

Gelenekçiler ve modernistler arasındaki kavgayı ele aldığı makalesinde Kutup Arap dilinin; modernist ekolün geniş duygu dünyası,zengin psikolojik birikimi ve mevcut tecrübesiyle karşılaştırıldığında; eski ekolün duyguda sığ,bilinçte ilkel ve hem psikolojik hem de tecrübi olarak pekte iyi sayılmayacak durumda olduğunu söyler.Kutuptaki değişim 1940 lar da Kur’an’ın estetik ve sanatsal vurgusunu ifadelendirmeye başladığı döneme rastlar.Bu dönem boyunca Kutup Kur’an’ın orijinal saflığını ve imgelerindeki büyüleyiciliği keşfeder.

Kur’an’ın 7.asır Arap yarımadasını sosyal,siyasal ve ideolojik olarak değiştirdiğini söyleyerek 1950 ve 1960 lar da sistematiğini Kur’an merkezli olarak metafizik ve teolojik doktrin,cemiyet veya ümmet ve hukuki/sosyal düzenleme ve davranışlar   olarak teşekkül ettirir.İslam da sosyal adalet isimli kitabıyla içinde yaşadığı toplumun sosyal ve ekonomik sorunlarına dikkat çeken Kutup, karınları boş olanların yüksek sesli vaatleri dinleyemeyeceğini ifade ederek, sağlam bir ekonomik yapısı olmayan ve  çoğunluğun azınlık tarafından sömürüldüğü toplumların sosyal adaleti sağlayamayacağına vurgu yapar ve her müslüman şahsiyetin içinde yaşadığı toplumda bu bilinçle hareket etmesini savunur.

Bu çerçevede Kutup, zayıf kitlelerin sömürgeleştirilmesinde gerçek düşman olarak yerli kapitalistler ,gazeteciler,İngilizler veya beyaz zihniyetli Mısırlılar,politikacılar ve dünya için dinlerini satan ulemayı görür.Dış düşman ise emperyalistler,haçlılar,kapitalistler ve misyonerlerdir.Bu dönemde Kutup bozuk sosyal düzeni orta çağ feodalizmine ve ona eşlik eden sefil çoğunluk ile elit azınlık arasındaki sosyal ve ekonomik kutuplaşmaya benzetir.Özellikle ulemanın sosyal ve ekonomik açıdan böylesine buhranlı bir dönemde susması Kutup’u oldukça etkiler.Yazdığı Me’areketü’l-İslam makalesinde din adamlarını İslam’ın gerçek imajını temsil etmeye Allahın en uzak kulları olarak niteler.

 

Kamil ERGENC

Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız  


AddThis
 

Yorum ekle